top of page

Elalem ne der sonra?


İstanbul'un en sevdiğim köklü tarihe sahip, kadim Eyüp.
Eyüp'te güneşli bir öğlen , İstanbul 2019


Bu cümlenin bir karabulut gibi insanın üstüne çöktüğünü ve sırf o 'elalem' adlı topluluğun bize çömlek gibi neyi nasıl isterse öyle şekil verebiliyor.Kısa bir mottoları var aralarında , 'Ya bizi dinlersin ya da biz seni dinlemesini öğretiriz '. Elalem olarak ;


1. Dedikodu olsun , laf atma olsun üstümüze vazife olmayan her ne varsa o bizim birincil ilgi alanımızdır.
2.Giydiğin kıyafet farketmeksizin bizim yobaz yorumlarımıza göre kendine çeki-düzen vereceksin.
3.Hayallerin mi var kendi adına karar mı vereceksin ... Güldürme bizi . Hayalindeki meslek okumak , istediğin bölüm , kişisel tercihlerin .... Bak atalarımız bile ne demiş, 'Milletin ağzı torba değil ki büzesin.
4.Mahalle baskısı paketimiz de var elimizde. En güzeli , en özeli de bu tabii. Mahallenin kuralları, örfü-adeti ve namusu var !

Yukarıda belirtmiş olduğum örneklerden bir düzine daha verebilirim , lakin bu örnekleri yazarken bile içime öküzler çöktü. Bizdeki bu konu-komşu neder - elaleme rezil oluruz gibi mağaradan kalma cümleleri yakınlarımızdan ya da otobüste yanımızda oturan teyze ve amcalardan duyarız. Bu masumane nasihatlerin altından kendi istedikleri fikirleri ima ederler , ama bu iyiliğimiz için değil mi ? Fesatlık aramaya ne hacet ! Biz genciz, toyuz ve tecrübesiziz . Hayatı yaşamadıktan sonra başkası benim adıma karar verse o hayat bana mı ait olur yoksa elaleme mi ? Gençliğimi rafa kaldırıp o rafta çürümesine şahitlik etmek midir usturuplu yaşamak ? Başımı öne eğip her denileni yapacaksam anlamı ne bana bahşedilen yaşamın?




Peki ya cesaretle atılan adımlar - Düşünmesi bile insanı mutluluk sarhoşu eden kurması güzel olan hayaller ? Gezmek istenilen yeni güzergahlar ; o büyüleyici havasıyla insanı mest eden muhteşem Asya , okuduğun yazarların havasını soluduğu Avrupa ülkeleri ve hem insanı hem de köyden köye değişen yapısıyla ülkemdeki yerler... Flaubert'ten - Friedrich Hölderlin'e bir o kadar planı yapılan okuma listeleri . Keşfedilmeyi bekleyen her bir ülkenin kendine has edebiyatları ... İnsanların düşünce yapıları , kendi dünya görüşleri ve tercihleri işe yaramayan bir kağıt mıdır ki buruşturup yere fırlatılsın ? Oysa ne güzeldir kişinin kendi kararlarını paranoyaya kapılmadan , kim ne der düşünce silsilesine boğulmadan yapabilmesi . Öğrenilen yeni diller, gidilen kurslar ,yeni hobilere başlamak, istenilen bölümü okumak, yeni kültürlerle tanışmak ve en önemlisi kendin olabilmek .




Beni ben yapan özellikleri bir kutunun içine tıkmaktansa verdiğim her kararın arkasında dimdik durarım . Hatalarımla da yüzleşip bu hataları bir tecrübeye dönüştürebilirim en nihayetinde. Eğer ki , emin olmadığım bir konu hakkında birine akıl danışacaksam zaten ilk adımı yine ben atar ve sorarım . Diğer türlü yukarıdan ahkam keserek 'bu böyle olur , şunun doğrusu böyledir' , diyerek insana istenmeyen bir nasihat tufanına sokuveriyor.

'Aman kızım bak beni dinle ' diyenleri de zaten dinlemiyorum.Şu ana kadar aman kızımcı tayfa şaşmaksızın birbirini tanımasa bile düşünceleri hemfikir ; istenmeyen nasihat.

İnsanların yaşına dayanarak onları küçümseme ve cahil görme ne zaman sonlanır bilmiyorum ya da böyle mi devam eder orası da muamma . Ama bildiğim bir şey varsa , o da elalem denilen kesimin eline ipleri verdiğimde o güruh hayatımı kendi istekleri doğrultusunda yön verecek ve yazısız bin türlü saçma-sapan kurala tabii tutacaklar. Her kim olursa olsun bunu yapmaya hakları yok.


Unutulmaması gerekense , her aklı başında birey doğruyla yanlışı ayırt edebileceği ve vereceği kararların sadece kişinin gelişimini olumlu veyahut olumsuz yönde biçim verebileceğidir.Yaşanılan olumsuz gelişmelere de kişi tecrübe edinerek , ders çıkarır hatasından.

Comments


bottom of page